Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Lal Kelimeler

Resim
📹 Gecenin hangi yüzünde uyandığımı bilmiyorum; duvarlar, çoktan solmuş bir hayatın izlerini taşıyor. Odamda asılı duran saat, zamanı değil, kendi çürümesini sayıyor..  her tik tak, kararmış bir yaprak gibi yere düşüyor. Pencereden bakan biri var sanıyorum bazen; yüzünü göremiyorum, belki de ben, dışarıdan kendime bakıyorum ve gözlerimden düşen gölgeleri izliyorum. Bir yerde, adımı çok önceden fısıldamış olmalılar; çünkü her şey beni tanıyor ama ben hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Ellerim, var olmayan kapıların tokmağında her çevirmemde ardında daha büyük bir boşluk açılıyor ve o boşluk, kendi sessizliğini dinliyor. Bazen, dilsiz bir şiir oluyorum; hecelerim dağılmış, anlamım bir rüzgârın unuttuğu yerde sallanıyor. Kırık aynalar çoğalıyor içimde, ve her parça başka bir ben’e ait. En derinde, hiç söylenmemiş bir sözün külleri var; dokundukça parmaklarımın arasından zamana karışıyor. Kelimelerim, çatlak bir aynadan sızıyor; parçaları elimi kesmeden tutamıyorum. Ve bir mektup....

Küflü Cümleler

Resim
📹 kelimeler, yetişmiyor düşüncelerime..  zihnimde 'küflü cümleler' dolanıyor ağır ağır. her cümlemde biraz daha eksiliyorum. sorduğum sorulara karşılık aynı cevaba çarpmaktan yorgun düşüyor bedenim. “sus” diyorum kendime. "sus"  çünkü bazen en doğru cümle hiç kurulmayan oluyor. sustum, konuştu kelimeler içimde. bir harf düştü gönlümün kıyısına, bir cümle yürüdü sessizliğime doğru. suretimi yansıtan kelimeleri kaybettim.. kelimeler yalnızsa, insanlar ne kadar yakında olabilir ki? hiçbir kelime dokunmuyor, hiçbiri beni taşımıyor bir başkasına.. kelimeler susunca yalnızlık boş bir sandalye gibi oturuyor içimde..  ve ben soruyorum kendime neden buradayım? kimim ben? neden bu kadar doluyum?  bu kadar boşken.  bir şey değişmedi ama ben değiştim sanki sessizlik hâlâ burada yalnızlık hâlâ içimde ama artık başka bir yerinden bakıyorum karanlığa..  belki de her cevap yanlış sorudan doğuyor..  belki de suskunluk sözden daha dürüst..  ve kelimele...

Lal Kelimeler

Resim
📹 sessiz bir mesafe de kelimelerim alabildiğine uzun kırgınlığım  bir adım ötede duruyor zaman dokunsam kaçar gibi,  dokunamıyorum.. bir duvar gibi örülmüş suskunluk ne sen geçebiliyorsun, ne ben yıkabiliyorum. sadece bekliyoruz, iki yabancı gibi, aynı geçmişin kıyısında.. gözlerimde asılı kalan cümleler birer birer düşüyor karanlığa, her biri eksik, her biri yarım, tıpkı biz gibi,  tamamlanamadan kalan.. ılık bir rüzgar esiyor içimde senin sesini hatırlatır gibi, ama yok.. yalnızca sessizliğin sesi, yalnızca boşluk.. zihnimden süzülen anılar  solgun bir fotoğraf gibi renksiz, dokunulmaz, uzak.. ve biz, o fotoğrafa bakarken bile göz göze gelemeyen iki siluetiz şimdi. belki de aşk, en çok da sustuğunda yorar insanı.. ve biz sustuk, çok uzun bir vedanın kıyısında..  Yılmaz Utuş/Lal Kelimeler

Lal Cümleler

Resim
📹 Sana bugün iki kelimeden bahsetmek istiyorum.Kelimeleri belki biliyorsun.Ama ben bilmediğini varsayarak kelimelerin anlamını ve kelimeler ile ilgili düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum. Kelimeler, “Kaht-ı Rical”.Sanırım bu iki kelime ile 12-13 yıl önce bir arkadaşımla konuşurken tanışmıştım.Anlamı o zaman çok hoşuma gitmişti.  Kaht; kıtlık, kuraklık ve kuraklıktan ötürü ürünlerin yetişememesi, Rical; yetişmiş, eğitimli insan ve mevki sahibi anlamına geliyor.Bu iki kelime bir arada kısaca “Adam Kıtlığı” anlamında kullanılıyor.Osmanlıca bir deyim.Bu deyim Osmanlı’da 19. yüzyılda değerli devlet ve siyaset adamlarının yokluğu anlamında kullanılmış.Yani daha çok işin ehli insanların olmaması ile ilgili.Tabi ben bu deyimi düşünürken sadece bu anlamı ile değil, çevremizde ruhları güzel insanların azlığı ile birlikte düşünmüştüm.Gerçi ülkenin ve dünyanın şu an ki geldiği noktayı düşündüğümüzde değerli devlet ve siyaset adamlarının yokluğu da çok büyük önem arz etmekte....

Lal Cümleler

Resim
📹 Ben film ve dizi izlerken hiçbir sahne ve diyaloğu kaçırmamak için azami derecede gayret gösteririm. Kaçırdığım bir sahne veya diyalog ben de filme ve diziye dair eksiklik hissi oluşturur. İşte bu kitabı okurken ki ruh halimde böyleydi. Hiçbir kelime, cümle, satır ve sayfayı es geçmemem gereken bir kitap olarak okudum. Bazen kendinizi kitapta aynı mektubu birkaç kez okurken bulabilirsiniz. Sanki hayata dair çoğu şey var bu kitapta.. Bu kitap, alelacele okunacak ve bitirilecek bir kitap değil.. İmparator Nero tarafından sürgün edildiği yıllarda, yani ölümüne yakın dönemlerde yazdığı bu kitap, 2000 yıl önce Seneca’nın, o dönemin Sicilya savcısı/valisi olan dostu Lucilius'a yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Kitapta mektupların tamamı yok, birkaç mektup eksik, günümüze ulaşmamış.. Kitabı okurken keşke elimizin altında Lucilius'ın Seneca’ya  yazdığı mektuplarda olsaydı da onlarıda birlikte okuyarak, bir pazılın parçalarını tamamlamış olurduk diye düşünüyor insan. MS ...

Lal Cümleler

Resim
📹 dilsiz bir bakışın, hesapsız bir sevginin, mahcup ve mahsun bir hüznün/kederin, anahtarını kapıya emanet eden bir yüreğin, var mıdır bir gönülde yeri?  ya da çoktan unutulmuş mudur, kapı eşiğinde bekleyen o eski heves? bir zamanlar içten dökülen adımlar, şimdi yankısız bir sessizliğe mi mahkum? gözlerin konuşamadığı ne varsa, yürekte yer tutar usulca.. bir mendil gibi cebinde taşırsın adı konulmamış bir vedayı.. paslanmış kilitlerde umut arar, adını unuttuğun bir sevdayı göğsünde saklarsın..  bazı sevgiler vardır, "iki kelimeye" sığan.. ne başlar, ne biter.. sadece sızar içten içe, sessiz harflerle örülür gecelere..  bazı bakışlar vardır, hiçbir dile sığmaz, lal olur bakışlar.. bazı sevgiler vardır, unutmak için değil, taşımak içindir ömür boyu.. bazı sevgiler vardır, hiçbir ayrılığa benzemez.. bazı sevgiler vardır, bir ömür gitmez.. sadece sessizce taşınır.. yaraya dönmeden ama asla iyileşmeden..  bir kapı aralığında kalmıştır belki, içeri girmemiş, a...

Lal Cümleler

Resim
📹 İnsanın elinin altındaki genelde hep kıymetsiz olur, ulaşamadığı ya da ulaşmak istediği ise hep daha değerli görünür. Oysaki insan, elindekini de ulaşmak istediklerini de bir sahiplik ya da tatmin aracı olarak görmekten vazgeçerse, hayatı güzelleştirecek bir değer olarak algılarsa, elindekiler de hayalini kurdukları da daha anlamlı bir hâl alır. İnsanın gözü hep uzağa takılır. Ulaşmak istediğine, ulaşamadığına, dokunamadığına, hayalini kurduğuna.. Elinin altındakilerse çoğu zaman kıymetsizleşir, sıradanlaşır; göz alışır, kalp unutur. Oysa kıymet, mesafede değil bakışta; ulaşılamayanda değil, elimizin altındakini görebilmekte ve şahit olmakta saklıdır. Eğer insan, elindekini bir sahiplik duygusunun ötesinde, bir şükür ve farkındalıkla kavrarsa; ulaşmak istediğine de, onu elde etme hırsıyla değil, hayat yolculuğunun anlamını içselleştirerek yaklaşırsa, işte o zaman hem elindekiler anlam kazanır, hem de uzak görünenler daha yakına düşer. Tatmin, sahip olmakla değil; değer b...

Lal Cümleler

Resim
📹 'Eşya, kullanılan ve işe yarayan her şeydir.' Eşya, sadece fiziksel/maddesel nesneleri değil, yaşamı kuşatan her şeyi (zaman, mekân, doğa, anı, beden, sessizlik vb.) temsil eder. Nezaket, insanın anlam yükleme biçimini, dikkatini, inceliğini, özenini, saygısını yani varlığa yönelik etik ve estetik duyarlılığını anlatır. Estetik çoğu zaman yanlış anlaşılır. Sadece güzel olanla, düzenli olanla, beğeni uyandıranla sınırlıymış gibi.. Oysa 'estetik, insanın eşyaya gösterdiği nezakettir.' Bir anlam verme biçimi, bir bakıştaki yumuşaklıktır. Eşyalarla kurduğumuz ilişki, aslında varlıkla olan ilişkimizi de açığa çıkarır. Bir kitabı rafa yerleştirirken rastgele değil, düşünerek rafa koymak; bir vazonun tek başına değil, ışıkla nasıl buluştuğunu gözeterek masaya yerleştirmek; hatta bir kalemi yere düşürüp ardından özür diler gibi eğilip almak, bütün bunlar estetik farkındalığın sessiz göstergeleridir. Estetik bir görme biçimidir ama yalnızca gözle değil, kalple de ...

Lal Cümleler

Resim
📹 Bana göre kitabın ana temasını “Ölme yalvarırım ölme” cümlesi oluşturuyor. “Ölme yalvarırım ölme” çaresizliği ve hüznü etrafında şekilleniyor kitap.. Kadın emanet bir hayatı yaşıyor aslında.. Kendi hayatını değil, ablasının ölmesi ile kendisine miras kalan hayatı. Kadın aslında bütün sokaklarda, caddelerde, mekânlarda kendi bedeni ile ablasının ruhunu yürütüyor. Doğduktan iki saat sonra ölen ablasını zihninde hiçbir zaman toprak ile buluşturmamış. Gittiği, gezdiği, gördüğü, soluduğu her yere onunla birlikte gitmiş ve onu hiçbir zaman yanından ayır(a)mamış. “Zamana dair duyguların keskinleştiği anların” tamamında ablası ile iç içe geçen bir hayatın izleri var. Kitapta kendisinin hayatta olmasını, ablasının hayatta olmaması ile formüle eden bir insanın yaşamına şahitlik ediyoruz..  Yaşamak için geldiği şehri kendi hayatı ile içselleştirmiş. Tıpkı bu şehir gibi hayatını da geçmişten bağımsız düşünemiyor. Geçmişin/savaşın kalıntıları ile birlikte geleceğe tutunmaya çalış...

Lal Kelimeler

Resim
📹 Belki de hüzün, uçsuz bucaksız bir denize boş boş bakmaktır.  Belki de hüzün, gülümserken içinden geçenleri susturmaktır. Belki de hüzün, bitmemiş cümlelerin arasında yaşamaya çalışmaktır. Belki de hüzün, dolu bir odada bile tek başına hissetmektir. Belki de hüzün, bir gülüşün ardında sakladığın fırtınadır. Belki de hüzün, beklemediğin bir anda eski bir sesle karşılaşmaktır. Belki de hüzün, hatırlamak istemediğin bir günü durmadan hatırlamaktır. Belki de hüzün, geçmişin gölgesinde serinlemeye çalışmaktır. Belki de hüzün, ezbere bildiğin bir yüzü hep hatırlamaktır. Belki de hüzün, neyi kaybettiğini bilmeden özlem duymaktır. Belki de hüzün, anıların sana değil, senin onlara yabancılaşmandır. Belki de hüzün, hiçbir yere tam olarak ait hissedememektir. Belki de hüzün, bilerek kaybolduğun bir yolun haritasını ezberlemektir. Belki de hüzün, okunamayan bir mektubu saklamaktır. Belki de hüzün, adını koyamadığın bir vedayı her sabah yeniden yaşamaktır. Belki de hüzün, zamanı ...

Lal Kelimeler

Resim
📹 bir çantanın içindeyim yıllardır açıldıkça eksilen her şehirde bir gölgemi bırakıyorum  her trende bir bakış, her pencere de suskunluk..  insan bazen yaşadığı yerden değil, anlamadığı,  anlamlandıramadığı bir cümleden sürülür biri bir cümle kurar, ve sen bir daha o cümlenin  hiçbir öğesi olamayacak  kadar kırılırsın bir gün döner miyim bilmiyorum dönülecek bir cümle kaldı mı  onu da bilmiyorum ama zihnimde hâlâ, yarım kalan bir şarkının  yetim ve öksüz sözleri dolaşıyor..  Yılmaz Utuş/Lal Kelimeler